-
1 geçici olarak
1) vorübergehend2) vorläufig, einstweilen, provisorischbunu \geçici olarak böyle bırakabiliriz/yapabiliriz das können wir vorläufig so lassen/machen -
2 geçici olarak
adv. temporarily, momentarily, ad interim, pro forma, pro temp, pro tempore, rough* * *1. provisionally 2. temporally 3. temporarily 4. tentatively 5. transitorily -
3 geçici olarak ara verme
intermittence -
4 geçici olarak el koy
impound -
5 geçici olarak kal
stay temporarily -
6 geçici olarak otur
sojourn (v.) -
7 geçici olarak bulmak
v. improvise -
8 geçici olarak durmuş
adj. suspended -
9 geçici olarak kalan kimse
n. bird of passage, sojourner -
10 geçici olarak kalma
n. sojourn -
11 geçici olarak kalmak
v. sojourn -
12 geçici olarak kurulan köprü
n. Bailey bridge -
13 geçici olarak oturan
adj. nonresident -
14 geçici olarak tutturma
n. tack -
15 geçici olarak uzaklaştırmak
v. lay off, stand off -
16 geçici olarak yapılan şey
n. interim -
17 ruhun geçici olarak kaldığı beden
n. tabernacleTurkish-English dictionary > ruhun geçici olarak kaldığı beden
-
18 geçici
geçici (adv geçici olarak) vorübergehend, flüchtig (z.B. Neigung); zeitweilig, vorläufig, interimistisch (Regierung); Krankheit ansteckend -
19 geçici
"1. passing, ephemeral, fleeting, temporary, transitory, transient. 2. temporary, provisional, interim. 3. contagious, infectious. - madde temporary clause, provisional article (to a law, contract, etc.). - olarak temporarily; provisionally." -
20 idareten
1. زماني [زَمَانِيّ]Anlamı: geçici olarak2. زمني [زَمَنِيّ]Anlamı: geçici olarak3. مرحلي [مَرْحَلِيّ]Anlamı: geçici olarak4. موقت [مُوَقَّت]Anlamı: geçici olarak5. وقتي [وَقْتِيّ]Anlamı: geçici olarak
- 1
- 2
См. также в других словарях:
geçici işçi — is. Kısa süre için kadrosuz olarak çalıştırılan işçi … Çağatay Osmanlı Sözlük
vekaleten atama — geçici olarak görevlendirmek … Hukuk Sözlüğü
emanet — is., Ar. emānet 1) Birine geçici olarak bırakılan ve teslim alınan kişice korunması gereken eşya, kimse vb., inam, vedia Emaneti olanlar burada her vakit bunlarla ilgilenecek bir çırak bulurlar. S. Birsel 2) Bir kimse ile birine gönderilen şey… … Çağatay Osmanlı Sözlük
moda — is., İt. moda 1) Değişiklik gereksinimi veya süslenme özentisiyle toplum yaşamına giren geçici yenilik 2) Belirli bir süre etkin olan toplumsal beğeni, bir şeye karşı gösterilen aşırı düşkünlük Moda sandığımız birçok şeylerin hayatın kendi… … Çağatay Osmanlı Sözlük
şirketler birliği — is., ekon. 1) Uluslararası kuruluşların ve bazı hükûmetlerin iktisadi ve mali yardımları yürütmek üzere oluşturdukları geçici yardım kurulu, konsorsiyum 2) Köprü, yol, baraj vb. büyük projelerin gerçekleştirilebilmesi için birden fazla şirketin… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çatma — is. 1) Çatmak işi 2) Provada geçici olarak bir giysiye iliştirilmiş olan parça 3) Duvarları ağaç gövdesinden birbirine takılarak ve çivisiz olarak yapılan yayla evi, Yörük çadırı 4) Bir çeşit döşemelik kumaş Sonra o çatma örtülü minderin üstüne… … Çağatay Osmanlı Sözlük
muvakkaten — zf., esk., Ar. muvaḳḳaten Az bir zaman süresince, geçici olarak, eğreti olarak Muvakkaten onu nöbetçi asistanın odasına yatırmışlar. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
yasak savmak — 1) bir nesne, bir gereksinimi geçici olarak karşılamak, şimdilik işe yaramak Bu boyun bağı eskimiş ama bugünlük yasak savar. 2) bir işi hatır için, gönülsüz olarak üstünkörü yapmak Bunu da yasak savar gibi değil, yararlı olmak kaygısı ile yani… … Çağatay Osmanlı Sözlük
asal gazlar — is., ç., kim. Atomlarının dış elektron halkaları tamamıyla veya geçici olarak elektrona doymuş olan helyum, neon, argon, kripton, ksenon gazları, soy gazlar … Çağatay Osmanlı Sözlük
aşevi — is. 1) Lokanta 2) Yoksullara parasız yemek yedirilen veya dağıtılan yer, aşhane 3) Düğün, nişan vb. toplantılarda, verilecek yemekleri hazırlamak için geçici olarak mutfak gibi kullanılan yer 4) esk. Tekkelerde yemek pişirilen yer … Çağatay Osmanlı Sözlük
ayrışma — is. 1) Ayrışmak işi 2) kim. Moleküllerin, türlü etkenlerle geçici olarak daha yalın atom ve moleküllere bölünmesi, inhilal … Çağatay Osmanlı Sözlük